Pazartesi, Haziran 30, 2025

"Her şey kaderle takdir edilmiştir. Kısmetine râzı ol ki, rahat edesin."

|

Bediuzzaman Said Nursi

Bir Dertli Gönül İle Aleme Uçmak

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ‎
‎اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذٖى قَالَ:‎
‎وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رٖيحُكُمْ … وَاصْبِرُوا‎
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا‎

2002 senesinden beri geçen 20 senede bedenimiz de ruhumuzla uzun süren uçak yolculuklarına alıştı. İstanbul’dan Dubai aktarmalı Singapur’a oradan trenle Malezya’ya, oradan tekrar uçakla Manila’ya ve ertesi gün Moro diyarına bazen 4-5 gün süren seferlerimiz olmuştu. İkinci seferimizden (20 Eylül 2003) evvel Merhum Mustafa Sungur Ağabey (r.aleyh) “Allah sizi hidayetlere vesile kılsın, ben mana aleminde Üstadımızı oraları fethederken gördüm” müjdesini vermişti.

Bu müjdeyle yirmi senedir o manevi fethin en geride bir neferi olmak duası ile on binlerce km. uçmuşuz. Yorgunluk mu? Esasen uçak bulutların üzerinde okyanuslar ötesine süzülürken tefekkür bahrine dalan aklımız mana delhizlerine kulaç atıyor, tahayyül semasına kanatlanan ruhumuz nur burçlarında Livâü’l-Hamd-i Ahmedî’yi arıyordu. Tefekkür buudunu zamanla öğrenmiştik. Fiziken yukarılara doğru çıktıkça üzerinden geçtiğimiz ülkelerin ve o ülke insanlarının ufak tefek görünmeyecek halleri kainat içinde kendi küçüklüğümüze ayinedarlık ediyordu. Haberimiz olmadan kaderin ince remizlerine şahid olmak için bizzat kaderimize doğru yol alıyorduk. Şuur ve ihtiyarımız taalluk etmeden istihdam olunuyorduk.

Saniyen; Hüsnü Bayramoğlu Ağabey merhum da bir sefer öncesi “hizmetiniz ittihad-ı islama vesile olsun, o mazlumlar bizler için de dua etsinler” demişti. Dua içinde bir hedef göstermişti.

Abdullah Yeğin, Ahmet Aytimur, Said Özdemir Ağabeyler de bu hizmet aşkını teşvik için ya mektuplarla ya telefonlarla yahut bizzat bulunduğumuz diyarı o yaşlarına rağmen ziyaretlerle bizlere zerk ediyorlardı. Yaşı sekseni aşmış saçları sakalları ağarmış bu muhteremlerin şevkini, gayretini, azmini görür de insan yorgunluktan, tembellikten, tenperverlikten şikayet edebilir mi? Zaman zaman bölgemizi ziyaret eden vakıf abilerimizin ve cemaatimizin muhtelif efradının duaları da hizmette inkişafa vesile oluyordu.

Mazlum coğrafyalara ulaştığımızda Türk Bayraklarıyla karşılanmak, Halifenin Torunları hoş geldiniz diyerek bağırlara basılmak bütün yorgunluğumuzu alıp götürüyordu. Hele ayrılırken “ümidimiz sizsiniz, Anadolu ayağa kalkarsa alem-i islam ayağa kalkacak, toplanın ve bizi toparlayın” sözleri ve nihayet saçı başı ağarmış, beli iki büklüm olmuş o ihtiyarların göz yaşlarıyla “ALLAHUMME YUZAFFEREKÜMMÜ’L ETRAKİ İLEL EBED!” duaları o uzun yolculukların sıkıcılığına da, bedeni yorgunluğumuzada son verirken dünyevi uhrevi hedeflerimizi gözden geçirmemize sebep oluyordu! Bilmem ki kaç yüz defa yaşadık bu yazdıklarımızı.
Afrikanın susuz sahra köylerinde,

  • Filipinlerin mücahid Moro coğrafyasında, Kamboçya’nın mazlum Kimer müslümanları arasında,
  • Vietnem’da bir Viet mescidinde masum muhacirlerle,
  • Patani’de bembeyaz sarıkları içindeki Malay uleması ile,
  • Arakan yetimlerinin sığınağı bir Türk medresesinde mülteci ailelerle…
  • Hatta defaatle ziyaret ettiğimiz latin Amerika ülkelerinde de… aynı ümit, aynı ruh, aynı şehadet, aynı iman, aynı dua…Muhammed ümmetinin şu ulvi beklentilerine nasıl kayıtsız kalabiliriz..

Böyle bir sefer öncesinde Osman Nuri Efendi’nin duası ne kadar manidardı; Allah ömrünüze bereket versin, sa’yinizi meşkur eylesin kuzum, sizler bu asırda Peygamberimizin o memleketteki temsilcilerisiniz evladım, böyle faziletli bir hizmette istihdam olunuyorsunuz, Allah bol bol hizmetlerinize bereket versin, şerlerden korusun, hayırlara vesile eylesin, Rabbim dünyada da ahirette de cennetinde de bizleri beraber eylesin! Resulullah Efendimizin (asv) çevresinde yakınında eylesin!”
Ümmet-i Muhammed’e kol kanat geren ve “Hem ihlâs ve hakperestlik ise, Müslümanların nereden ve kimden olursa olsun istifadelerine taraftar olmaktır.” kaidesine göre yaşayan ve sahabelerin senay-ı Kur’aniye’ye mazhar olan isar hasletini yaşatanlardan Allah razı olsun.

Salisen; Bu sefer Zamboanga’ya ulaştık. Filipinler’de bulunan 30’a yakın medresenin sekizi bu bölgede yer almakta (Yakınında bulunan Basilan Adasında ise iki yetimhane ve bir okulumuz var. Okulumuzun ismi Medresetuz’zehra ilköğretim okulu…)

Bu bölgeden başka başta başkent Manila olmak üzere bilhassa Mindanao Adasının hemen hemen büyük bütün şehirlerinde derslerimiz ve medreselerimiz mevcut. Hepsinde de mühtedi ve kimisi Hafız Filipinli Vakıf kardeşlerimiz kalmakta.

Cenab-ı Hak son nefesimize kadar Risale-i Nur’un şahs-ı manevisinden, sebat ve sadakatla hizmetten bizleri dur eylemesin. Bu Kur’an Nurlarının neşir ve tealisinde bizleri istihdam eylesin.


Dr. Mehmet Rıza Derindağ
Dr. Mehmet Rıza Derindağ
Çare Uluslararası İlim ve Araştırma Vakfı (Çare Vakfı) Başkanı, Çare Derneği YK Üyesi, İİOS Akademik Kurul Başkan Yard., Milenyum A.Ş. YK Bşk. V. Dr. Mehmet Rıza Derindağ’ın Kişisel Blog Sitesi

Diğer Yazılarım

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

3,000TakipçilerTakip Et
0TakipçilerTakip Et
5,267TakipçilerTakip Et
100AboneAbone Ol

Necisin?
Nereden geliyorsun?
Ve Nereye gidiyorsun?"

En Çok Okunan Yazılarım

Twitter

Dr.Mehmet R.Derindag

@DrDerindag