Mukaddime
وَمِنْ اٰيَاتِه۪ خَلْقُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافُ اَلْسِنَتِكُمْ وَاَلْوَانِكُمْۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِلْعَالِم۪ينَ
O’nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması ve lisanlarınızın ve renklerinizin muhtelif olmasıdır. Muhakkak ki bunda, âlimler için kat’î deliller vardır. (Rum,22)
Ayet-i Kerime’de de ifade edildiği üzere lisanlarımızın muhtelif yaratılışı Cenab-ı Hakk’ın ayetlerindendir.
Kelam benî Adem’e ihsan olunan bir nimet-i uzmadır. Bediüzzaman bu nimeti şöyle ifade ediyor; “Yâni o sanat, o derece mânidar ve hassas ve güzeldir ki; o makine-i zîhayattaki cihâzâtı, fonoğraf gibi nutka geldi, söylettirdi. Ve öyle bir ahsen-i takvim içinde bir sıbga-i Rabbaniye vermiş ki; o maddî, cismanî, câmid kafada; mânevî, gaybî, hayatdar olan beyan ve hitab çiçeği açıldı. Ve o insan kafasındaki kabiliyet-i nutuk ve beyana, o derece ulvî cihâzat ve istîdad verdi ki; Sultan-ı Ezelî’ye muhatab olacak bir makamda inkişaf ettirdi; terakki verdi. Yâni fıtrat-ı insaniyedeki sıbga-i Rabbaniye, hitab-ı İlâhî çiçeğini açtı. Hiç mümkün müdür ki; kitap derecesine gelen bütün mevcudattaki sanata ve hitap makamına gelen insandaki o sıbgaya, Vâhid-i Ehad’den başkası karışabilsin… Hâşâ!..
Mektubat/250”
İşte bu beyan ve hitap çiçeğinin en güzel cihetlerinden birisi de lisanlarımızın muhtelif olmasıdır. Adeta hitap bağı ve beyan bostanı binler muhtelif çiçekler, güller, papatyalar, karanfillerle tezyin edilmişcesine farklı farklı lisanlarla bezenmiş. Her bir lisan bir sanatlı kanaviçe.. bu bağın gülleri bu bostanın nimetleri olan ve mana meyvelerinin dalları bulunan lisanların anlaşılması ancak tercüme ile mümkün. Bu yazı dizisinde tercüme nedir, kudsi metinlerin tercümesinde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir ve bilhassa Risale-i Nur’un tercümesi ve tercümede sadakat mevzuu bahis mevzu edilecektir. Ve bihi nestain…
Dr. Mehmet Rıza Derindağ