Vanlı Talebesi Molla Hamid ziyaretine geldiği bir seferinde Hazret-i Bediüzzaman’a;
– SEYDA, artık duâ et, hakkıyla kulluk yapamadım. Yaş geldi elliye-altmışa Halimiz nice olacak? deyince,
Üstad cevaben;
– Kardeşim!
– Kulluk rahatlıkla olmaz. Şimdi gitsen, harp meydanında bir askere; Arkadaş rahatın nasıldır? desen:
– “Kardeşim burada rahat aranır mı? Görüyorsun, korku var, açlık var, esir olmak var, bit var, soğuk var. Ancak düşmana teslim olmamaya çalışıyoruz o kadar.” diyecektir…
Bunun gibi, Cenâb-ı Hak bizi bu dünyada, nefis ve şeytanla harp ederek kendisine kulluk edelim diye göndermiş. Hakikaten zordur. İnsan ara sıra mağlûp olur, galip gelir. Vadesi bitince Allah’a kavuşur.
Elinizden geldiği kadar iyilikten, doğruluktan ayrılmayın. Bir insan ne kadar yaşarsa, madem sonu zevaldir, hiçbir şeyde karar yoktur.
Onun için kadere rıza, belâlara karşı sabretmek, kulların en mühim vazifesidir”
“La rahate fid dünya, illâ fil âhire”
(Rahat dünyada değildir, ancak ahirettedir.)
•••
Üstad Bedîüzzaman, Hulusi (Yahyagil) abiye bir de CİDDİYYET üzerinde durmuş.
Ciddiyet; çatık kaş, hiddet, sertlik, celaldarane tavırlar, mahkeme duvarı gibi bir surat sahibi olma demek değildir.
Ciddiyet, sıfatların ciddiyetidir. İşte veya hizmette dikkatli, sebatlı, özenli olma manasınadır.
İslami değerleri sürekli olarak ifa etmek, ciddiyet manasıdır.
Mesela;
- Namaz ciddiyeti,
- Oruç ciddiyeti
- Sohbet ciddiyeti,
- Takva ciddiyeti,
- Kulluk ciddiyeti.
Bizlere Hayırlı istikametli, gayret dolu bir ömür ver Ya Rabbena! Amin.